top of page

ULUSLARARASI İLİŞKİLERDE ORTADOĞU

Coğrafi Stratejiler Analisti Ceren Cano tarafından

İsrail-Filistin Çatışmasının Doğu Akdeniz Güvenliğine Etkisi

  • Yazarın fotoğrafı: Ceren Cano
    Ceren Cano
  • 23 Tem
  • 2 dakikada okunur


ree

Doğu Akdeniz, özellikle Ukrayna-Rusya savaşında, enerji kaynaklarına alternatif bir bölge olarak bölgede doğalgaz rezervlerinin keşfedilmesiyle merkezi bir rol üstlenmişken, Hamas ile İsrail güçleri arasındaki çatışmanın yoğunlaşması, Doğu Akdeniz'deki bölgesel güvenliğin istikrarı üzerinde önemli etkilere sahip olabilir.

1967 Savaşı, İsrail-Filistin ilişkilerinde bir dönüm noktasıydı. İsrail'in zaferi, topraklarının sistematik olarak genişletilmesi programının başlamasının yolunu açtı. Ayrıca, ABD'nin İsrail'e önemli askeri yardımlar yapmaya başlamasına ve İsrail'in kıyı Levant'ı boyunca deniz sınırlarını güvence altına alma becerisine katkıda bulunmasına da işaret etti. Bu yardım ve toprak genişlemesi, Arap milliyetçiliğinin Arap radikalizmine dönüşmesinde de önemli bir rol oynadı. 1948'de İsrail devletinin kurulmasıyla başlayan ve kısa aralıklarla kesintisiz devam eden çatışma, İsrail'in siyasi varlığını kuşatma altında hissetmesine ve İsrail'in tehdit algısının kalıcı hale gelmesine yol açtı. İsrail, bu kuşatmayı siyasi ve askeri olarak kaldırmak veya en azından kuşatmanın bütünlüğünü kırmak zorundaydı ve bu hedefe ulaşmak için ABD ile stratejik bir ortaklığa güvenmek zorundaydı ve bu durum hâlâ geçerliliğini koruyor.

Bölgedeki hakim güç dinamiklerini kuşbakışı değil, mikro değerlendirmeyle şöyle özetleyebiliriz:

- Lübnan ve Suriye'nin kuzey komşuları açısından, Lübnan'da konuşlanan ve İran tarafından desteklenen Hizbullah ve diğer devlet dışı aktörler risk oluştururken, kuzeyde ise Suriye-Rusya ittifakı güvenlik tehdidi oluşturmaktadır.

Bölgesel siyasette, İsrail'in 1967 Savaşı'nda ele geçirdiği Golan Tepeleri, İsrail ile Suriye arasında bir tampon bölge görevi görmektedir. Bu stratejik bölge, Ürdün Nehri kıyısındaki yüksek arazileri kontrol ederek İsrail'in doğu yakasının güvenliğini güvence altına almaktadır.

Kuzey Celile bölgesi, güçlü ekonomiler için hayati stratejik öneme sahip, tarım ve imalat üretiminin merkezi konumundadır.

- Güney komşusu Mısır; önemli nüfusu, coğrafi konumu ve İsrail ile barış anlaşması imzalayan ilk Arap devleti olması nedeniyle, Mısır, İsrail-Filistin çatışmasını çözme çabalarında önemli bir aktör olmaya devam ediyor. Ancak zorluk, devlet dışı aktörleri kontrol etmenin zorluğundan kaynaklanıyor.

Bu hususlara ek olarak, İran'ın bölgedeki güç dengesinde önde gelen bölgesel aktör olarak önemli rolünün de kabul edilmesi zorunludur. İran, Suriye ve Lübnan'daki Şii grupları askeri olarak aktif olarak desteklemekte ve bölgedeki dinamikleri etkilemektedir. Suudi Arabistan ve İran arasındaki normalleşme süreci, diplomatik ilişkilerin yeniden tesis edilmesi ve güvenlik yardımı sağlanması konusunda tüm cephelerde bir avantaj olarak öne çıktığında, Orta Doğu'daki gerginliği azaltmayı hedeflemiştir. İki ülke arasındaki yakınlaşma, Körfez bölgesinde önemli bir diplomatik ve stratejik aktör olan Çin'in arabuluculuğuyla başlatılmıştır. Zira Çin, BRICS koalisyonunun bir parçası olup, üye devletlerin gelecekte küresel süper güçler haline gelme potansiyeline sahiptir ve bu da uluslararası jeopolitik güç dengesinde bir değişim anlamına gelmektedir. İran'ın Doğu Akdeniz'deki hesapları, Hürmüz Boğazı ve Aden Denizi'ndeki hesaplarıyla aynıdır. Dahası, İran'ın bu iki denizdeki hesapları, bu denizlerin ötesine geçebilecek jeopolitik etkilere sahiptir.

Bunu akılda tutarak, bölgede önemli bir rol oynayabilecek bir diğer ülke de, ham petrolün önemli tedarikçilerinden biri ve İran'la uzun bir sınırı paylaşan İsrail'in yakın askeri ortağı olan Azerbaycan'dır. İsrail-Filistin çatışmasının zamanla daha geniş bir bölgesel çatışmaya dönüşmesi, Doğu Akdeniz'in önemini artıracak ve Ukrayna-Rusya savaşındaki değişimlerle birlikte bölgenin istikrarını tehlikeye atacaktır.

Savaşın başlangıcından bu yana, bölgenin jeopolitiği sürekli bir gerilim hattında varlığını sürdürmeye çalışıyor. Uluslararası toplumun herhangi bir diplomatik müdahalesi olmadığı sürece, Orta Doğu ve Doğu Akdeniz'in güvenliği tehdit altında kalmaya devam edecek.
 
 
 

Комментарии


bottom of page